Kapıköy Sınır Kapısı
Bisiklet Turculuğu,  İran Yolculuğu,  Yol Notları

Bir Sınır Geçme Öyküsü: Kapıköy’den İran’a

26 Nisan 2022
İran Yolculuğu 1. Gün


Yağmur akşam 10 gibi dinmiş, gece sakin geçmişti. Sabah 7.30 gibi uyandık, ağır ağır çantaları topladık. Pek bir acelemiz yoktu doğrusu, Kapıköy Sınır Kapısı 10 km uzağımızdaydı. Yola çıkmaya yakın 70’lerinde bir dayı geldi, 300 metre uzaktaki harabe evin dibinden kaynak suyu çıktığını söyledi. Ee, bizim de zaten suyumuz yoktu, gidip mataraları dolduralım dedik. Aradık taradık, kaynağı bulamadık. Dayı da ortalarda yoktu. 

         Kampı terk edip asfalta çıktık ve 200 metre gittik gitmedik, yağmur başladı ama nasıl bir yağmur. Rüzgâr karşıdan esiyor, biz kendimizi sınıra atmak için hızla ilerliyoruz. Anlayacağınız yağmura kafa atıyoruz. Sınıra doğru son ana yola çıktığımızda yolun eğimi arttı, yokuş aşağı daha da hızlandık. 1 saatlik sürüşün ardından mutlu son karşımızda, dağda kocaman Türkiye yazısı, karşımızda Kapıköy Sınır kapısı… 

Kapıköy Sınır Kapısı’ndan Geçiş 

         Sınır binasının önü bir kalabalık, çuvallarıyla bekleyenler, minibüsler, binek araçlar… Biz nereden geçeceğimize bakınırken içeriden resmi üniformasıyla Yahya çıktı. Bizim yaşlarımızda ya da bizden biraz küçüktür. Dedik “sınırı geçmeye geldik.” Dedi “Hoş geldiniz, buyurun geçin.” Yalnız diye lafına devam etti… “PCR testiniz var mı?” Birkaç saniyelik bir sessizlik olmuştur sanırım o anda. Ben daha öncesinde bizim kapıyı aramıştım. Onlar da İran tarafındaki prosedürlerin sürekli değiştiğini, Erzurum’daki İran konsolosluğundan net bilgi alabileceğimi söylemişlerdi. Konsolosluk da bana 2’nci Covid-19 aşısından en az 15 gün geçmesi gerektiğini söylemişti. Durum böyle böyle diye Yahya’ya anlattım. “Karşı taraf istiyor. Sizi almazlarsa geri dönersiniz. PCR için de Van’a gitmeniz lazım, bugüne yetişmez.” dedi. 

Biz ne yapsak ki diye düşünürken aklımızdaki en büyük problem sınırda vereceğimiz 150 TL’lik Yurt Dışı Çıkış Harcı… Bir seferlik alınıyor ve geçince işi bitiyor. Bizi almazlarsa, yarın testimizle gitsek bir 150 daha bayılacağız. Sonra Yahya ufkumuzu açan fikriyle geldi. “İkinizden biri sınırı geçsin, geçerse buraya telefon etsin, geçemezse döner gelir zaten :)” Turgay’la bi’ bakıştık ve bilinmeze doğru ilk adımı atmaya gönüllü oldum. 

Van Kapıköy Sınır Kapısı'ndan İran'a Nasıl geçilir?

Tükiye Sınırlarından Çıkış

Sınırın bizim tarafındanki geçiş gayet rahat oldu. Yurt dışı çıkış harcı için 150 lira vermiş olmam dışında tabi. Cebimdeki son büyük Türk liralarını da orada vermiş oldum. Polis mührü basıp yolladıktan sonra minik bir Free Shop sizi bekliyor. Şöyle bir göz gezdirdim. Alkollü içecekler v.s de vardı. Buradan içki alanlar, yolun sonuna kadar içip bitiriyormuş. Malum, İran’da alkollü içki tüketimi yasak. 

Türkiye terminali bitip de İran tarafı gözükünce, beni aldı bir garip his. Her şey o kadar ani olmuştu ki. “Ne yani, sınır bu kadar mıydı?” Tabii ki değilmiş, onu birazdan anlatacağım ama bu çıkış hayatımda bazı şeyleri geri bıraktığım, kendi ama büyük bir adım attığımın kanlı canlı kanıtıydı sanki. Türkiye içinde pedallarken sanki pazar günü olacak ve eve dönecekmişim gibi hissediyordum. Ama artık geri dönüş de ev de çok çok uzaktaydı. Telefon son kez çekecek diyerek birkaç görüşme yaptım. 

Sınırın Öte Yakası

Yağmur yağıyor, ortalık inşaat, yerler çamur. Biriler bağrışıyor, çuvallı insanlar… Önümde 2 tane yaya yolu vardı, ikisinden de insanlar girip çıkıyordu. Ben daha tenha olana yöneldim. Orada dediler “Hoop, buradan giremezsin, çık ötekinden gir.” Tabi bunu Farsça-Türkçe karışık söylediler. Diğer kapıdan geçtim. Orada beni birileri karşıladı. Bir asker pasaportuma baktı. Kimisi otomobil tarafına yönlendirmeye çalıştı derken… En sonunda bisikleti oraya bağladım, askerlere de göz kulak olmalarını rica ettim. Kuytu ama sonunda ışık olan uzun bir koridordan yürüyerek ilerledim. Bir kaç basamakla aşağı indim ve mahşer kalabalığını gördüm. İnsanlar itiş kakış sınırdan geçmeye çalışıyor. Nereden baksanız 40 kişi aynı anda. Onlarla birlikte koli koli zeytinler, çuval içinde giyim kuşam malzemeleri sürükleniyor. Bir de orada 10-20 para karşılığında kolilere el atan veletler var. Onlar rabarbayı daha da coşturuyor. 

İtiş kakış içinde çalışan tek gişeye gittim. Gişedeki abi Azeri Türkçe’si, ben Türkiye Türkçe’si konuşup anlaştık. Pasaportta bir kaç kez baktı. Mührü basıp verdi, tam bisikletin yanına geri gidicem, bir daha aldı, bir daha baktı. Bilgisayardan bir şeyler yapmaya çalıştı. Bir şey sordu, anlaşamadık. Tamam hadi geç gibisinden işaret yapıp gönderdi. Aşıyı sordum o sıra, rabarbanın içinden bir abi cevap verdi, “Artık aşı-pcr yok, geç rahatça” diye.

Yukarı çıkıp bisikleti tek parça görünce Turgay’a telefon ettim ve onu beklemeye başladım. Bu sırada beni araç çıkışına yönlendirdiler. Orada bekleyip etrafı süzmeye başladım. Koli koli nutella taşıyanlar, Hoby çikolata götürenler. 

İran Girişinde PCR Testi Sorunsalı

Turgay yaklaşık 1 saatin sonunda kapıdan gözüktü. Bu tarafta geldi ama ona PCR sordular. 🤦‍♂️ Arkadaş geçti diye beni gösterince konu bana da sıçradı. Aşı kartlarını gösterdik. O sıra birine telefon etti. “2 Türk var, 3’er dane de vurukları var” dedi. Teledondakinden icazet alıp bizi saldı. Ama bu sefer beni de araç girişinden alıp mahşer çukuruna bu sefer bisikletimle gönderdiler. Turgay’ın şansına memurun gişesi bomboştu. Sadece eşyalara yardım eden veletler kalmıştı. Xr cihazına çantaları da sokmadan sınırdan geçtik. 

Sınır çıkışında kendimizi Tock star gibi hissettik ama. Etrafımızı sardılar. Bisikletleri arabaya koyup bizi Tebriz’e götürmek isteyenler ayrı, para bozdurmak isteyenler ayrı. Fotoğraf çektirmek için etrafımızı saranlar daha da ayrı. Çıkışta İran tarafı da şekilli bir terminal inşa ediyordu. O yüzden çamurdan ve çukurlardan nereye gideceğimizi bilemedik. Bir şekilde kendimizi oradan uzaklaştırdık.

İran Sınır Geçişi Özeti

Özetleyecek olursak, İki ülke arasındaki anlaşma sonucu İran vizesi almadan sınırı geçebiliyorsunuz. Kara sınırı geçişlerinde pasaportunuza Giriş Mührü basılıyor. Hava yoluyla gelirseniz, havalimanında mühür basılmıyormuş. Covid-19 protokolüne gelecek olurdak, İran makamlarının dediğine göre 2. aşının üstünden 15 gün geçmesi giriş için yeterli. Bu koşulu sağlıyorsanız 48 saat içinde yapılmış bir PCR testi getirmenize gerek yok. Lakin hudut kapısındaki görevlilerin bu konudan pek haberi olamayabiliyor. 

Bu arada, bu yazıda geçen olayların çok güzel bir de videosu var. İzlemek için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz. 😇

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir