Bisiklet Turunda Kullandığım Kameralar ve Görüntü Ekipmanları
Yıl olmuş 2023, elimizdeki cep telefonları yapay zekanın da yardımıyla profesyonel fotoğraf makineleriyle ve video kameralarla yarışır konudam görüntü kaydı yapabiliyor. Fakat bir telefon hiç bir zaman için bir kamera değildir ve yeri geldiğinde daha iyi bir kamera sensörüne, objektifine ya da farklı bir kamera özelliğine ihtiyaç duyabiliyorsunuz.
2013 senesinde Anadolu Sahilleri Bisiklet Turu’na çıkarken yanımda Sony Cybershot Compakt fotoğraf makinesi ve iPhone 4s akıllı telefonum vardı. Şimdi geriye dönüp baktığımda orada çektiğim fotoğraflar ve bazı videolar o kadar tırt gözüküyor ki gözüme, anlatamam.
2022 senesinde Asya Bisiklet Turu’na çıkmadan önce ise kararımı vermiştim; bu sefer yolculuğa profesyonel kamera ekipmanları ile çıkacaktım. Yolculuktan 10 yıl sonra dönüp baktığımda içime daha çok sinen fotoğraflarım olmalıydı. Bu yolculukta ise 2013 yılından farklı olarak daha fazla video çekip daha fazla anı biriktirmek istiyordum. Hal böyle olunca fotoğraf makinasının yanı sıra pratik bir video kameraya da ihtiyacım vardı.
Sahip Olduğum Kamera ve Ekipmanlar
Önce yolculuğa çıkmadan önce edindiğim kamera ekipmanlarının bir listesini paylaşayım, sonra detaylara girelim.
- Fujifilm XS10 Fotoğraf Makinesi
- Fujinon XF23mm F2 R Objektif
- DJI Pocet 2 Creator Combo Video Kamera
- SanDisk Hafıza Kartları
- Manfrotto befree Tripod
- Ahtapot Tripod
- Gidon Bağlantı Aparatı
- Fotoğraf Makinası Taşıma Çantası
Fotoğraf Makinesi: Fujifilm XS10
Fotoğraf makinesi tercihi yapmadan önce pek çok marka ve model arasında gidip gidip geldim. Büyük, kocaman bir DSLR (Digital Single Lens Reflex) makina istemiyordum. Küçük, cep telefonundan hallice bir kompakt makina da istemiyordum. Canon, Sony Alpha serisi ve Fujifilm’in farklı makinelerini araştırıp durdum. Son geldiğim noktada Fujifilm’in XS10 model fotoğraf makinasında karar kıldım.
XS10 Fujifilm ailesindeki fotoğraf makineleri arasında arada kalmış bir model diyebilirim. XT4 gibi “amiral gemisi” diye tabir edilen büyük DSLR makinalar kadar devasa ya da ağır değildi. Bunun aksine X-E serisine benzer bir hafiflikte ama aynasız bir yapıya da sahip değildi. Fujifilm XS10, bana XT serisinin sağladığı profesyonelliği sunarken, X-E serisinin verdiği kompaktlığı sağlıyordu. Bir de bu makineyi 23 mm’lik küçük bir objektifle eşleştirince, alet gayet hafif ama inanılmaz keskin ve kaliteli fotoğraflar çekebilecek bir yapıya kavuştu.
Neden DSLR Kamera Tercih Ettim?
Fotoğraf makinesi seçiminde evrensel bir doğru yoktur. Benim DSLR bir makine tercih etmemdeki birincil etmen daha büyük bir sensör ihtiyacım oldu. Yukarıda da bahsettiğim gibi 2013 yılında çektiğim fotoğraflara şimdi dönüp baktığımda beni o kadar da tatmin etmiyor. Çünkü bir cep telefonunun ya da cebe giren kompakt bir makinenin fotoğraf sensörü tırnağınızın ucu kadar diyebilirim. Ama bir DSLR makinanın sensörü neredeyse baş parmağınızın tırnağı kadar. Tabi daha büyük sensör görüntüyü daha detaylı ve daha iyi işleyecek bir alan demek.
İkinci faktör ise objektif oldu. Yine DSLR bir makinanın bana sunduğu mercek kalitesi ile daha küçüklerinin sunduğu kalite bir olmuyor. Üstüne değiştirilebilir bir objektif yapısı, farklı zamanlarda farklı görüntüler çekmeme de yardımcı olacaktı.
Üçüncü faktör ise fotoğrafları kaliteli bir bakaç yardımıyla çekmek istememdi. Artık yeni nesil fotoğraf makinelerinin de bakaçları dijitale döndü ama yine de açıkta olan bir ekrandan görüp kareyi ayarlamaktan çok daha iyi oluyor. Compact fotoğraf makinelerinde ya da telefonda geniş bir ekrandan bakıyorsunuz ama gün ışığı, yansıma v.b etkenler aslında çekilen fotoğraf karesini mükemmelleştirmeye biraz da engel oluyor. Tabi bu tamamen benim düşüncemdir. Ben bakaç içinden bakarak kareyi ve ayarları kontrol etmeyi tercih ediyorum.
Peki Neden Fujinon XF23mm F2 R Objektif (Prime Lens)?
Lens konusunda seçim yaparken biraz bütçe biraz da ağırlık konuları etkili oldu. Başlangıçta değişken odaklı bir lens düşünüyordum. Değişken odaklı ile kastım ne diye soracak olursanız, en basit tabirle optik olarak zoom yapabileceğim bir lensten bahsediyorum. Fakat onların fiyatları hem biraz daha pahalıydı hem de düşük ışıkta fotoğraf çekimi için daha kısıtlı imkanlar sunuyordu.
Ben de Fujifilm mağazasındaki arkadaşın da yönlendirmesiyle, hem hafif hem de ışık hassasiyeti daha yüksek 23 mm’lik lensi tercih ettim. Yol boyunca özellikle Kırgızistan dağlarında kimi zaman uzağı gösteren bir objektifin ihtiyacını hissettim ama o lensin yokluğu beni çok üzmedi.
Body ve lensin yanı sıra lens için polarize ve UV filtre satın aldım. UV’yi pek kullanmadım ama polarize filtre çok işime yaradı. Özellikle gökyüzü tonlarında ve yansıma almada kullandığım bu filtre eş zamanlı olarak lens merceğinin çizilmesini de önledi.
Fujifilm için aldığım son ekipman ise yedek pillerdi. Orijinal Fujifilm bataryası almak yerine kalitesinden emin olduğum Duracell marka bataryalardan 2 adet aldım. Özellikle gece çekimleri yaptığımda ya da 10 gün boyunca elektriksiz dolaştığımda bu yedek bataryalar çok işime yaradı.
Video Kamera: DJI Pocket 2 Creator Combo
Video kamera ararken herkes gibi ben de ilk önce Gopro’lara bir göz baktım. Sonrasında ise video işleriyle uğraşan arkadaşım Mustafa Ateş’in yönlendirmesiyle radarıma DJI Pocket girdi. Araştırmalarım sonrasında DJI Pocket 2’nin creator Combo paketinin benim daha çok işime yarayacak artılara sahip olduğunu farkettim. Peki neydi bu artılar?
Dahili Gimble
Aksiyon kameraların içinde zaten görüntü sabitlenmesini sağlayan bir sistem var, görüntü stabilizör diye adlandırılıyor. Dji Pocket’ta ise bu stabilize işini hem 3 eksenli gimble hem de ekstra yazılım sağlıyor. Bu da görüntünün daha düzgün olmasına olanak veriyor.
Bluetooth Mikrofon
Dji, Pocket’i hem yalın hem de Creator Combo paketi şeklinden 2 seçenekle satıyor. Özellikle mikrofondan dolayı ben combo paketini tercih ettim. Üstündeki rüzgar kesicisi sayesinde çok sert havalarda bile mükemmele yakın ses kayıtları alabildim. Mikrofon üstündeki düğme, kayıt başlatıp durdurma olanağı da tanıyor. Yani mikrofon biraz da uzaktan kumanda görevi üstleniyor.
Dahili LCD Ekran
Pocket’ın üstünde dokunmatik ekran olması da beni bu kameraya biraz daha yaklaştırdı. Kamera ile ilgili tüm ayarlamaları bu küçük ekrandan yapabiliyorsunuz. Eğer benim gibi biraz iri parmaklara sahipseniz, bazen bazı menülere dokunmak zor olabiliyor. Bunu da belirtmeden geçmeyeyim. Özellikle de profil çekimlerinde kadrajı takip edebilmek, video kareleri üstündeki hakimiyetinizi artırıyor.
Küçük Boyut ve Alışılmışın Dışında Tasarım
Dji Pocket, adından da anlaşılabileceği gibi cepte taşınabilecek kadar küçük bir kamera.
Altındaki standart vida yuvası ile tripotlara çok rahatlıkla bağlanabiliyor.
Tepesinde gimble’ı, alt tarafında uzanan mikrofan alıcısıyla şekil olarak normal bir aksiyon kameradan çok çok farklı bir görüntüye sahip. Özellikle doğu coğrafyasında insanlar GoPro tarzı kübik kameraları görmeye alışkınlar. Dji Pocket’ın kamera olduğunu pek fark edemiyorlar. Böylece fazla da dikkat çekmiyor. Kamerayı elimde ya da bisiklet üstünde kapalıyken görenler, ses kayıt cihazı, hava istasyonu, uydu vericisi gibi pek çok farklı şeye benzettiler.
Face Track, Hızlı Şarj, PRO MOD ve RAW Kayıt…
Pocket’ın selfie modunda yüz takibi özelliği mevcut. Bu özellik kamera bölümünün gimble sayesinde 270 dereceye kadar dönebilmesiyle birleşince kamera, karşısında konuşurken çok doğal panlar ya da tilt’ler yapıyor. Bu sayede de doğal görüntüler elde etmenizi sağlıyor. Yani kamerayı kurup karşısına geçiyorsunuz ve sağa sola hareket ettiğinizde kamera da sizinle birlikte hareket ediyor. Benim gibi tek başına kayıt yapan birisi için görüntü çeşitliliği elde etmede bu özellik çok yardımcı oluyor.
Hızlı şarj özelliği sayesinde kameranın şarjı azalsa bile çok hızlı şekilde pili doldurup geri kayıt yapmaya devam edebiliyorsunuz. Kayıt esnasında yine Dji Pocket’i şarj edebiliyorsunuz.
Kayıtlarımın neredeyse tamamında pro mod’u kullanmadım diyebilirim. Ama fotoğraf çekimi yapmak zorunda kalırsam PRO MOD’u kullanıyordum. Bu özellik bir Fujifilm XS-10 kadar size manuel ayar şansı vermiyor belki ama özellikle RAW görüntü kaydetmesi sonrası için büyük fayda sağlıyor.
NEGATİF TARAFLARI
Kamerayı almadan önce bazı görüşler, Dji Pocket’ın bisiklette çekim yapmak için pek uygun olmadığı yönündeydi. Evet, gimble özelliği v.s biraz hassas ama özenli kullanırsanız sorun yaşayacağınızı pek sanmıyorum. Yine de kameranın hassas olabileceği aklınızın bir köşesinde kalıyor.
Su geçirmezlik konusunda Dji Pocket, GoPro gibi modellerin çok çok gerisinde. Zaten bu cihaz orjinalde bir aksiyon kamera değil. Ben yağmur altı gibi koşullarda kamerayı direkt su geçirmez çantanın içine koyarak yoluma devam ettim. Su altı çekimleri için de su geçirmez kasası var. Tabii ben almadım ama varmış. Anlayacağınız Dji Pocket su geçiriyor.
Video kamera konusunu ufaktan toparlayacak olursam; ben 8 aydan uzun süre, 8000 km yolda DJI Pocket’ı kullandım. Hiçbir şey olmadı ama bu hiç olmayacağı anlamına da gelmez. Siz siz olun, kameranın yarı yolda bırakmaması için tedbirli ve özenli kullanın.
Bu iki kameraya ek olarak iPhone 11 model cep telefonumla da bir hayli çekim yaptım. Kamerayı çıkaramadığım zamanlarda telefonla kayıtlar aldım. Görüntü kalitesi olarak o da diğer kameraların yanında pek sırıtmadı ama yine de bir prime lens ve DSL makine hassaslığında görüntüler alamadım. Videoda ise pocket ile fena bir uyum içinde olmadılar.
Hafıza Kartları
Asya yolculuğu boyunca yanımda 3 tane hafıza kartı taşıdım: 1 tane SD, 2 tane de Micro SD hafıza kartı. 3 hafıza kartı da 128 GB kapasiteye sahip.
Fujifilm XS-10 için SanDisk Extreme Pro 128 GB hafıza kartı tercih ettim. Özellikle 90 MB/s civarında yazma hızı ve 170 MB/s okuma hızı olması yüksek çözünürlükteki fotoğraflar çekmenize, 4K çözünürlükteki videoları bile sorunsuz şekilde kaydedip bilgisayara aktarmanıza yardımcı oluyor.
Dji Pocket 2 için ise 2 tane SanDisk Extreme Pro 128 GB hafıza kartına sahibim. Video kamerada daha fazla görüntü kaydettiğim için kartı yedekli olarak kullandım. Bir kart dolduğunda ötekisini takarak ilerledim. Fırsat bulduğumda ise 2 kartı birden yanımda taşıdığım hard diske aktardım. Bu kartlar da yine 90 MB/s yazma hızı, 170 MB/s okuma hızına sahipler. Yolculuğum boyunca kartlardan yana hiç sıkıntı yaşamadım.
Tripodlar
Özellikle yalnız seyahat ediyor ve video içeriği üretiyorsanız tripot sizin en yakın arkadaşınız oluyor. Yolculuk boyunca 1 büyük fotoğraf tripodu, 1 tane de ahtapot tripot taşıdım. Bu tripotları ise şöyle seçtim.
Manfrotto BeFree 2in1 Fotoğraf Makinesi Tripodu
Piyada inanın çok fazla tripot var. 150-200 liradan 15.000 liraya kadar seçenekler karşınıza çıkıyor. Tripodu almadan önce çok fazla model araştırdım, bütçeme göre kıyaslamalar yaptım, yorumları okudum. Silk marka mı yoksa K&F Consept mi derken bir süre de arafta kaldım. En sonunda profesyonel fotoğrafçı olan kuzenim Evren Aközbek ile konuştum. O da “Manfrotto al, hiç sorun yaşamazsın, tripodun sağlamlığı önemli” dedi. Bir anda ibrem Manfrotto’ya döndü.
Manfrotto, üretim yeri İtalya olan belki de piyasadaki en sağlam ürün gamına sahip markalardan biri. Bulduğum Manfrotto Befree modelinin birkaç çeşidi vardı. Döndürerek sıkışan bacaklı modelini değil, mandal ile sıkışan bacaklı modelini tercih ettim. Bir de Bfree 2 in 1 modeli hem tripod hem monopod olarak kullanılabiliyordu. Monopod da bir yerde işime yarar diye düşündüm.
Sonuç olarak ilk düşündüğüm tripod bütçemi neredeyse 2,5 katı kadar aştım. Kullandıkça bundan hiç de pişman olmadım. Sonuçta üstüne bağladığım Fujifilm XS-10’un da değeri bir hayli fazlaydı. Dandik bir tripod ile kameranın düşmesi riskini alamazdım.
Ahtapot Tripod
Ahtapod Tripod konusunda önce elimdeki daha dandik olan modelle idare edebileceğimi düşünmüştüm. Bir kaç ay sonunda tripod elimde kaldı. İran’dan sonra Türkiye’ye geri döndüğümde ise sağlam bir tripod almaya karar vermiştim. Fiyat performans olarak çok başarılı ve çok sağlam bir tripod aldım. Eski kullandığım ahtapot tripoda fotoğraf makinesini bağlayamazken yeni tripoduma artık fotoğraf makinesini de gönül rahatlığıyla sabitleyebiliyordum. Hem Dji Pocket 2 hem de Fujifilm XS-10’da bu tripdou kullandım.
Gidon Bağlantı Aparatı
Son olarak da Dji Pocket 2’yi bisiklet direksiyonuna nasıl bağladığımdan bahsedeyim.
Bunun için de piyasada pek çok aparat mevcut. Bir çoğu goprolar için bağlantı noktalarına sahip. Pocket 2 tripot vida yuvasına sahip olduğu için ben de tek vidalı bir bağlantı parçası aradım. Bir taraftan da aradığım aparatın sağa ve sola çevirmede bana kolaylık sağlayacak bir parça olmasını istiyordum. Sonunda internetten bulduğum bir 35-40 liralık bir parça ile işimi çözdüm.
Yolculuğun 5.000’inci km’si civarında, Bişkek’i geçtikten sonra, aldığım bu aparat ömrünü doldurdu. Japon yapıştırıcı ile yapıştırıp kullanmaya devam ettim. Gittiğim Oş, Taşkent gibi şehirlerde ise yerine muadil bir aparat aradım. Taşkent’te bulduğum parça gereğinden çok çok pahalıydı. O sebeple alamadım. Yerine japon yapıştırıcı alıp devam ettim.
Taşıma Çantası
Çanta konusunda da tripod konusunda olduğu gibi bazı ikilemler içinde kaldım. Küçük bir çanta mı almalıydım yoksa çanta içine organizatör mü…
En sonunda kameraları güvenle taşımak için de Ortlieb’in çanta içi kamera organizatörünü aldım. Bu organizatör sayesinde kameraları sırt çantamda bile kolaylıkla taşıyabildim. Ekstra bir çantaya da ihtiyacım olmadı.
Son olarak size fiyatlardan da bahsetmek isterdim ama bundan vazgeçtim. Çünkü ben Asya’dan dönene kadar Fotoğraf makinesinde %50’ye; DJI Pocket’ta ise %100’e yakın fiyat artışları olmuş. Fiyatlar konusunda söyleyebileceğim tek şey aklınızdayken aldınız aldınız. Bu sıralar almadığımız her şey yarın daha da pahalı olarak karşımıza çıkıyor.
YouTube’da Yolculuğu İzleyin
Bu kadar kameradan ve çekimde konforu artıracak ekipmandan bahsetmişken YouTube’a değinmemek de olmaz. Eğer yazının bu noktasına kadar geldiyseniz ve hala videolarımdan haberiniz yoksa, buraya tıklayarak kanalıma ulaşabilirsiniz. Tabii bol bol “like” atıp yorum da yapabilirsiniz.
Çektiğim fotoğrafları görmek için de Instagram hesabıma göz atabilirsiniz.
Sevgiler.