Bisiklet Turculuğu,  İnceleme

Trek 520 Uzun Yola Hazır

Trek 520 Bisiklet incelemesi yazımda, ilerleyen süreçte bisiklete bazı yeni eklemeler yapacağımdan bahsetmiştim. Bu eklemelerle bisikletimi farklı fiziksek koşullarda bana daha konforlu bir sürüş sunacak hale getirdim. Tüm bu eklemeleri Eskişehir’deki yakın abim Cenap Dizman ile birlikte Atölye Bisiklet‘te gerçekleştirdim.

SON 28 Dinamo Göbek

2013’te Anadolu Sahilleri Bisiklet Turunu yaparken yanımda güneş paneli taşıyordum. O zamanın teknoloji ve panelin küçüklüğü sebebiyle pek fazla verim alamamıştım. 5-6 günde 100-150 mAh kapasitedeki bir powerbank’i anca doldurabiliyordum. Bu sebeple şimdiki yolculuğumda güneş paneli yerine dinamo göbek ve USB converter kombinasyonuna şans vermek istedim.

Uygun göbek ve USB dönüştürüyü seçmek için pek çok kaynaktan yardım aldım. Son 28 Dinamo Göbek tercih etmemde 2 turcunun tecrübesi ve dinamo hakkında söyledikleri etkili oldu. Biri 2012’den beri Dünyayı gezen Gürkan Genç’ti. Onun ekipmanlar sayfasında dinamodan nasıl bahsettiğini görebilirsiniz. Diğer gezgin ise Alee Denham, çoğumuz onu Cycling About bloguyla tanıyoruz. Dinamolu göbekleri karşılaştırdığı bu yazısından bir hayli fikir almıştım.

SON 28 Dinamo Göbek vs Shimano M475 Göbek

Sonuç olarak, bisikletin üstünde gelen Shimano M475’i Schmidt SON 28 dinamolu göbek ile yer değiştirdik. Yeni göbeği alırken eskisi gibi 36 delik ve 6 vidalı disk uyumlu olmasına dikkat ettim.

SON 28 Dinamo Göbek

Bush+Müller E-Werk USB Dönüştürücü

USB Dönüştürücü konusunda zaman içinde pek çok model arasında gidip geldim. İlk olarak maşa borusuna entegre edilebilen modellere baktım. Bunlar Sinewave Reactor ve Cinq Plug5 Plus modelleriydi.

Sinewave Reactor
Cinq Plug5 Plus

Yukarıda bahsettiğim 2 modelde USB çıkışlarının açıkta bulunması beni biraz düşündürüyordu. Olası bir düşmede v.s usb çıkışının haşat olma ihtimali yüksek gibi görünüyordu. İkisi de su geçirmezlik olarak olumlu eleştiriler almışlardı ama uzun kullanımda içlerinde nem olup oksitlendiğine dair yorumlar da okudum.

Bu iki model arasında gezinirken yine yukarıda bahsettiğim turcular sayesinde Bush+Müller E-Werk ile tanıştım. Görüntü itibariyle diğer modellere göre daha açıkta ve kaba durduğunu kabul edebilirim. Fakat burada önemli olanın estetikten ziyade işlevi olduğunu söyleyebiliriz. Ayarlanabilir voltaj ve amper değerlerinin olması bana mantıklı geldi ama uzun vadede ne kadar işime yarayacak bilemiyorum. Ek olarak enerji kablolarının çeşitlendirilebiliyor olması ve gidon çantasına kadar rahatlıkla uzanabilmeleri bana daha kullanışlı geldi. Sonuç olarak Son 28 Dinamo göbeği E-Werk ile kombinledim. Elde ettiğim elektrik enerjisini de bir powerbank’te depolayacağım.

Bush+Müller E-Werk
E-Werk Micro USB Çıkışı

İlk kullanım tecrübesi olarak, Eskişehir – Sivrihisar arası sürüşümde, 17 km ortalama hızda, yaklaşık 4 saatte 3000 mAh’in üstünde güç depolamayı başardım. Bu da kabaca bir hesapla kamera + GPS bataryalarını rahatlıkla şarj edebileceğim anlamına geliyor.

Orta Fren Kolu

Bu fren kolları için pek çok isim gördüm gezinirken: cyclecross fren kolu, singlespeed fren kolu… İşin aslı şu ki, drop bar frenleri ile uzun süre yokuş aşağı indiğinizde bileklerinize ve parmaklarına çok fazla yük biniyor. Hele ki bu frenleriniz mekanikse ve benim gibi bir sürü ağırlıkla seyahat ediyorsanız bu yük daha da artıyor. Daha önce Trek 520 ile Güney Amerika’yı gezen Serhan Mert ile de bu konuyu konuşmuştum ve arada eli dinlendirecek bir fren sisteminin iyi olacağını bana söylemişti. Bu konuşma kulağıma küpe olmuştu olmasına ama Yalova yaylalarından inerken benzer ağrıları ben de yaşayınca bu konunun üstüne iyiden iyiye eğildim ve bu fren kollarını buldum.

XLC Orta Fren Kolu

Sistem basit ve randımanlı çalışıyor. Şöyle ki, ana fren kablosunun hattına bir fren kolu daha yerleştiriyorsunuz. Orijinal fren kollarınızla benzer sertlikte oluyorlar ve benzer kuvvette frenleme yapıyorlar. Bu yazıyı yazana kadar 250 km boyunca bu frenleri test ettim; bence gayet güzel çalıştılar. Bakalım uzun süreli kullanımda nasıl sonuç verecekler. İlerleyen aylarda aksi bir durum olursa bu kısmı güncellerim. 🙂

Çift Bacaklı Orta Park Ayağı

Trek 520’ye isterseniz kolayca arka ayak takabiliyorsunuz. Kadronun sol arka C çatalında 2 vidalı bağlantı noktası mevcut. Hatta ilk başta Pletscher’ın Comp 18 Flex modelini kullanıyordum. Ayak çok sağlamdı ama bu kadar yüklü bir bisiklette arka ayağın yeterli dengeyi sağlayamadığını deneyimledim. Şu an taktığımız XLC Katlanır Orta Ayak ise ne zamandır Cenap Abi’nin elindeydi. Hatta Atölye Bisiklet‘i bir ziyaretimde o ayağı göstererek “Bak ayağın hazır, orada bekliyor.” bile demişti.

Çift Bacaklı Orta Ayak

Böylece, beni bekleyen ayağı kadronun ortasına monte ettik. Düz olmayan zeminlerde denge problemi yaşıyor ama yan ayaktan daha verimli olduğunu söyleyebilirim. Biraz pratikle kurup toplama konusunu ilerlettim bile diyebilirim.

Genel Bakımlar

Bisiklet Bakım Sırasında

Tüm bu eklemelerin yanı sıra bisikletin detaylı bakımını da aradan çıkardık. Arka ve orta göbeği söküp, yağlayıp geri taktık. Furşu da söktük, rulman bakımlarını yaptık. Gidon sargılarını düzelttik, değişmesi gereken vidaları yeniledik. Ön aydınlatma için de ön bagaja bir düzenek yaptık.

Yaptığım düzelenmeleri YouTube’da İzleyin.

2 Yorum

  • Mehmet Kırkıcı

    Yana açılan orta ayakdan mutlumusun? Ben 3 tane kırdıktan sonra vaz geçtim.
    Selamlar kolay gelsin.
    İki Teker Bize Yeter

    • Mali

      Selamlar,

      Başlangıçta orta ayağın sağlamlığından pek emin değildim ama yolculuk boyunca kapatıp açmasına alıştım. 60-70 kilo yükün altında, kırılmadan hayatına devam ediyor. 😇

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir