İnceleme

Trek 520 Tur Bisikleti

Daha önce kullandığım Trek 6500’den midir bilinmez, aklımda hep 26 jant bir tur bisikletine sahip olmak vardı. Sonra rengiyle, heybetiyle, ön-arka bagajlarıyla, şekliyle… Sayacaklarım daha uzar gider ama, tur bisikleti araştırırken kendimi 2019’da çıkan yeni Trek 520’ye bakarken buldum. 2019’daki Londra seyahatimde ise kanlı canlı gördükten bir kaç dakika sonra mağazadaki arkadaşa “Bunu kolileyebilir misiniz, uçağa koyacağım da…” dedim.

Tur bisikleti olarak Trek 520 seçmemdeki sebeplerden biri, markanın bu mofrli 1983 senesinden beri üretmesiydi. Üstünde ciddi anlamda bilgi ve birikim var. Ee tabi benim Trek markasına karşı duyduğum güvenin de bir etkisi oldu. Gelelim bisikletin diğer özelliklerine…

Trek 520 Kadrosu ve Maşası

Araştırmalarım sırasında zaten kafamda netlemiştim, sahip olacağım tur bisikleti çelikten bir kadroya sahip olacaktı. Trek 520’nin de kadrosu chromoly çelikten yapılma. Bu malzeme hem dayanıklılık hem de -Allah göstermesin- kadronun başına bir şey geldiğinde dünyanın neresinde olursa olsun işinin ehli bir çelik kaynak ustasıyla karoyu yolda tutmaya devam etmenize yardımcı oluyor. Bisikleti alırken beni kadro konusunda düşündüren tek şey kadro kulağıydı. Şimdiye kadar kendim hiç yamultma ya da kırma gibi bir tecrübe yaşamadım ama yakın çevremde başına öyle şeyler gelen arkadaşlarım oldu. Bu kadronun kadro kulağı bir çok çelik kadroda olduğu gibi sabit. Bakalım, kötüyü çağırmayalım. 🙂 Tur kadrolarında nerdeyse standartlaşan çerçeve içinde 2, alt boruda 1 tane olmak üzere 3 tane matara kafesi yuvası 520’nin üstünde de var. Hatta üçgen içindeki yatay matara bağlantısı 3 sıra yapılmış. Matara kafesini aşağı yukarı rahatlıkla takabiliyorsunuz.

Maşa ise çelik yerine alüminyumdan üretilmiş. Bu da benim hoşuma giden özelliklerden biri oldu. Çünkü bir çelik maşaya göre daha çok esniyor ve titreşimi emiyor. Üstünde ise sağlı sollu 3’er sıra bagaj bağlantı noktası yapmışlar. Düşünün, o sıra gravel bisikletler o kadar yaygınlaşmamış, gravel maşalar daha piyasada kendini göstermemişti bile. Adamlar bikepacking‘i düşünerek maşayı modernize etmişler. Belki ilerde sistem değiştirir, maşa çantası ile hafif şekilde yola devam ederim. Maşa buna müsade edecek.

Jant Seti ve Göbekler

Geçmiş yolculuklarımdan edindiğim bir diğer tecrübe de iyi bir jant setinin turda hayat kurtardığıdır. Daha önceki yol arkadaşım Rex‘in jantı ve telleri başlangıta ağır yüklere pek uygun değildi. O yüzden Anadolu Sahilleri’ni gezerken 2 kez set olarak arka jantın tellerini değiştirmiştim.

Trek 520 tur bisikleti üstünde fabrika çıkışı 36 delikli Bondrager Affinity TLR jantla geliyor. Jant, kalınlığı güzel, dayanıklı bir U profilden yapılmış. Çember tubles lastik kullanmaya da uygun ama o tarz afili işlere şimdiye kadar hiç sıcak olmadım. İç lastiğimi taktım ve devam ettim.

Göbek olarak ise Shimano M574 kullanmışlar. Bu göbeği de seviyorum, Deore serisine denk diyebiliriz. Dünyanın her yerinde elbet bir yedek parçası bulunur. Şimdiye kadar orman asfaltın yanında orman yollarında da yüklü şekilde çok yol aldım, jant seti bana mısın demedi.

Bu arada, ön göbeği değiştirdim. Deneyimli turcuların tecrübelerine güvendim, Shimano göbeği Son 28 dinamolu göbek ile değiştireceğim. Bu göbekten elde ettiğim akımı da Bush + Müller E-Werk ile belli başlı bataryalarımı şar edebileceğim bir enerji kaynağına çevireceğim. Bakalım ne kadar randımanlı olacak. Deneyip göreceğiz.

Tur Lastiği Seçimi

Trek 520 üstünde Bontrager H1 Hard-case Ultimate, 700x38c lastikle geliyor. Daha önceki nesillerde 700x32c veya 700x35c lastikler oluyordu. Bu bisikleti bu kadar albenili gösteren de bu lastikler. Aynı zaman yolda çok akıcılar. Yağmurda çok iyi performans veriyorlar ve 38c lastik yanakları sayesinde büyük yüklerin altında da rahat kalkıyorlar. Aynı zamanda patlamaya da dirençliler ama ben bir kez ön lastiğimi bir telden dolayı patlatmayı başardım.

Anlayacağınız ürere bu lastiklerden çok memnumum. Bir çok tur bisikleti kullanıcısının lastik olarak dayanıklılık konusunda kendini kanıtlamış Schwalbe marka lastikleri kullandığını görebilirsiniz. Ben de kendimi Asya yollarına vurmadan önce, Pamir gibi stabilize yolları da düşünerek Schwalbe Marathon Plus Tour 700X40c lastiklere geçiş yapacağım. Gürkan Genç’in 12 bin küsür km’de başından geçen bir kaç badire sonrasında o lastikleri ıskartaya çıkardığını düşününce, planladığım seyahati her türlü çıkartacaklardır.

Unutmadan şunu da ekliyim, Trek 520’ye 29×2.00 ebatında lastik de takabiliyorsunuz. Böyle bir modifikasyonla bi’ nevi Trek 920‘ye benziyor anlayacağınız. Arazi sürüşleri için bence güzel bir seçenek.

Tur Bisikleti Gidon Seçimi:
Kelebek Gidon vs Drop Bar

Daha önceki seyahatlerimde düz gidon barı kullanmış biri olarak, bana daha fazla tutuş pozisyonu alternatifi sunan bir gidon tercih etmek istiyordum. Burada da karşınıza ilk olarak 2 gidon modeli çıkıyor. Kelebek gidon ya da Drop bar, bu konu tamamen kişisel bir tercih bence. İksinin de artıları ve eksileri var. Kelebek gidon sunduğu yaklaşık 5 farklı tutuş açısının yanı sıra aksesuar takabileceğiniz daha fazla yer sunuyor. Kullanılan malzemenin kalitesine ya da markaya göre de bazı esneme ve tam güç aktaramama gibi handikapları da olabiliyor kelebek gidonun. Drop barda ise yine 5 faklı tutuşu açısını size sunmasının yanı sıra daha agresif bir sürüş tarzının kapılarını açıyor. “Uzun yolda agresif sürüşe ne gerek var?” diyebilirsiniz. Bazı olumsuz durumlarda (bir çoban köpeğinin bölgesinden hızlıca çıkmaya çalışmanız gibi) bisikletin üstüne kapanıp adrenalin patlaması yaşadığınızda bu gidonun size artısı olacaktır ki bana vaktinde oldu. 🙂

Drop bar’da benim gözlemlediğim eksiklik ise gidon çantası taktığınızda ekstradan fener ya da km saati takacak pek bir yer kalmıyor. Ama bunu sorunu da farklı aksesuarlarla çözebiliyorsunuz. Şunu da ekleyeyim, kadrosu ve gidon boyu bedenize uygun bir bisiklete sahipseniz, drop barda da fazla öne eğilmeden konforlu bir sürüş elde edebiliyorsunuz. Benim şu anki tercihim 520’nin üstünde gelen drop bar’dan yana. Tabii ki üstüne bazı ufak modifikasyonlar da yapacağım. Daha uzun kullanımda yine bu kısmı güncellerim.

Vitesler ve Vites Kolları

Yeni Trek 520’de sevdiğim bir diğer özellik de vites sistemi. Eski nesillerde bar end shifter dediğimiz, gidon sonundan değiştirmeli vites kolları kullanılıyordu. Şimdi ise Shimano Sora 3030, 3×9 sistem kollarını tercih etmişler. Malum, drop bar’da kullanılacak doğru düzgün 3’lük bir sistem pek üretilmiyor. Bu sistem de eski Shimano 105’in 3×9 kollarının üstüne geliştirilmiş. Gayet dayanıklı ve düzgün çalışıyorlar. Ön vites için ara seçenekleri de kol size sunuyor. Şehir içi kullanımda da atiklik konusunda katkı sağlıyorlar.

Arka viteste 9’lu Shimano Alivio var. Kaset olarak ise 11-36 Alivio ruble mevcut. Ön viteste 3’lü Shimano Sora var; vites koluyla tam uyumlu. Dişli olarak ise 48x36x26 oranlarına sahip Shimano Alivio aynakol var. Dağ bisikletinin nispeten düşük aynakol oranlarından sonra bu yeni oranlar başlangıçta beni biraz zorladı ama zamanla alıştım.

Güzel Bir Mekanik Disk Fren: TRP Spyre C

Yine tur bisikleti bakarken aklımda disk fren almak pek yoktu. Eski faaliyetlerimde jant teli kırmamın birincil sebeplerinden biri disk frenin getirdiği ters gerilimdi. Ayrıntıya fazla girmeyeceğim, sizin de başınıza geliyorsa, bir ara konuşuruz. 🙂 Zaman içinde iyi bir jant ve tel seti ile bu sorunun da çözüldüğünü görünce, disk fren konusu yeniden gündemime girdi. Trek 520’nin üstündeki TRP’ler gayet randımanlı frenler. Çift taraftan pistonlu ve fren balatalarının mesafesini birbirinden bağımsız olarak ayarlayabiliyorsunuz. Shimano B01S balataları da yedek olarak kullanabiliyorsunuz. Tabi bi’ Spam BB7 kaliperler kadar güçlü değiller diyebilirim.

160 mm TRP diskler üstünde geldi. Ben ön tarafı 180 mm ile modifiye ettim. Ne yapayım, MTB’den gelen bir alışkanlık. 😅

Tur Bagajı

Eski nesil 520’ler sadece arka tarafta 25 kg kapasiteli Bontrager Tur Bagajıyla geliyordu. Yeni nesil ise arkaya ek 15 kg kapasiteli Bontrager ön bagaj ile geliyor. Alüminyum malzemeden üretilen bu bagajlar şimdiye kadar yeterli performansı verdiler. Bakalım eşek yükünün altında Asya coğrafyasında ne yapacaklar, birlikte göreceğiz. 😉

Tur Bisikleti için O Bir Klasik: Brooks B17

Bir bisikleti konforlu yapan en önemli şeylerin başında bence koltuk geliyor. 520’nin üstünde Bontrager’in standart bir selesi vardı ki ben o seleyi Anadolu Sahillerini gezerken 2.000 km’den fazla kullanmıştım. Aktif geçen 3 saatin sonunda konfordan eser kalmıyordu. Şimdi ise bir çok turcunun tercihi Brooks B17 deri seleyi kullanıyorum. Gayet de memnunum. Totonun konforu önemli.

Bisiklet turculuğuna ilgisi olanlar zaten bu modeli biliyordur. Bilmeyenler için konuyu biraz daha derinleştirecek olursam; 1887’de İngiltere’de kurulan Brooks, o zamanlar at eğerleri üretiyormuş. Zamanla eğere talep azalınca rotayı demir atlara çevirmişler. Görüntüsü çok sert olan bu koltuklar hakiki deriden el işliğiyle üretilen ve zaman içinde kullanıcısının kalça kemiğini şeklini alıyor. Böylece uzun kilometreler boyunca konforlu bir sürüş sağlıyor.

Shimano XT PD-T8000 Pedal

Trek 520 üstünde standart bir pedalla geliyordu. Ben onun yerine ne zamandır gözüme kestirdiğim Shimano PD-T8000 pedalı tercih ettim. Bu pedal hem hafif hem de dayanıklı. Bir tarafı platform, diğer tarafı ise kilitli pedal ayakkabıya uygun. Uzun süre bakım yapılmasa bile akıcılığını koruyacaktır.

Bir Çamurluk Sorunsalı: Olmalı mı Olamalı mı?

Bir bisiklet üstünde en çabuk deforme olacak malzemelerden başında çamurluklar geliyor. Ön arka farketmeksizin yağmurlu havada konforu da sürüşü farklı bir seviyeye getiriyor. Vaktinde Doğu Karandeniz’de 10 gün boyunca aralıksız yağmur altında süren biri olarak, ön terekin insanın suratına gönderdiği su damlacıklarının ne kadar çirkin olduğunu iyi biliyorum. Yeni bisikletimde de çamurluk olmazsa olmaz diye düşündüm ve Bontrager NCS Çamurluk Setini bisikletle eş zamanlı aldım. Bu çamurluk sağlamlık konusunda tahminlerimin üstünde performans verdi. Blender uyumlu arka lambamı da çamurluğun üstüne takmak güzel oldu.

Trek 520 Tur Bisikleti İnceleme Videosu

2 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir